Çocukların öldüğü hangi savaş haklı olur ki? Kadınların yüzünün kanlar içinde kaldığı ve çocuklarının ölümüne şahit olduğu, ailelerin parçalandığı, insanların yurtlarından sürüldüğü ve evlerinin yıkıldığı… Zenginlerin ve ahkâm kesen güç sahiplerinin çıkardığı savaşta neden hep yoksullar ölür? Lanet olsun savaş çıkaranlara, kahrolsun barışta görmediği ve yok saydığı halkını savaşta en öne sürenlere.

Lanet olsun; insanı insana öldürten düzene, silah satana, koltuğunda keyifle oturana. Yetim kalacak çocuklar, aileler yerle bir olacak. İnsan  hayatından daha önemli olan ne? İnsanı yaşatmayacaksak bu dünya niye dönüyor o zaman? Üç beş kendini bilmez savaş hırsı içinde boğulmuş aklın, dünyayı cehenneme çevirmeye hakkı yok. Halklar neden yan yana gelmez ve bu ağzı salyalı savaş meraklılarını tükürükleriyle boğmaz? Neden halklar “Yaşasın insanlık!” diye kol kola girip yürümez. Tank mı durur önlerinde, jet mi uçar üstlerinde?

Zengin işi değil de nedir şimdi savaş? Fakir işi değil de nedir şimdi savaşta ölüm? Sivillerin ve cepheye sürülen askerlerin, eli silah tutan ve ülkesi için ölüme koşanların suçu ne? Bir delinin başlattığı savaşı neden izler geride kalanlar, film mi bu? Çocuklar kan içinde, insanlar cansız bir şekilde yatıyor yerde.

Bayram değil seyran değil Rusya niye girsin oraya? Dünya neden engel olmuyor bu savaşa? Putin el altında anlaşmış mı yoksa diğerleriyle? Ukrayna’nın suçu ne? Çünkü Ukrayna zengin maden yataklarına sahip, toprakları verimli ve tam bir buğday ambarı, suyu da bol. Yalnız Ukrayna’nın bu zenginliği halka yansımıyor. İpler zenginlerin ve erk sahiplerinin elinde. Halkın çoğunluğu yoksulluk içinde ve işsiz. Zamlar yağmur gibi ve yaşam fakirler için hiç de kolay değil. İnsanlar iş bulmak için yurt dışına gitme gayretinde.  Habire silah alıyor Ukrayna, esasen yanında görünüp de bugün yanında durmayan ülkelerden. Seni uçurumun kenarına kadar getirirler ondan sonra da düşmeni izlerler.  Silahını satar sana,  aklını savaş korkusuyla doldurur sonra da sırtını sıvazlar “Aslanım.” diye. “Kimse sana karışamaz, karışsa bile arkanda biz varız.” diye de bir tutam bal çalar ağzına.

Yerin altındaki madenlerin ona  sahip halklardan daha fazla kıymet gördüğü bir dünyada savaşlar bitmez. Kendi saltanatları için ülkelerini ve insanlarını bir kalemde silenlerin olduğu ülkelerde halklar ölür. Sermaye arttıkça güçlenirler, güçlendikçe de gözleri paradan başka bir şey görmez. Zenginleşen ve güçlenen sermaye, halkını ve ülkesini savaşa sokar sonra da ardına bakmadan kaçar gider ülkesinden. Barışta muhatap alınmayan halksa savaşa davet edilir “eli silah tutan herkes” ülkesi için savaşsın diye.

Savaş isteyen devlet başkanları savaşsın, düello yapsınlar; halklarını neden sürerler cepheye. Ukrayna’da barış döneminde ülkenin milli gelirinin yarısından fazlasını elinde tutup zenginleşip semizleşenler, güç sahipleri ve bürokratlar kaçıyor bugün. Kalan ise milli gelirden nasiplenmeyen, işsiz kalan, yüksek zamlarla muhatap olan yoksulluk çeken halk.

Puin gibi ruh sağlığı bozuk, halkını ve başka halkları yok etmekten çekinmeyen, tam bir istihbarat aklıyla hareket eden, vicdanı alınmış, şefkati iğdiş edilmiş liderlerin yaşadığımız dünyayı cehenneme çevirmeye hakları yoktur. Lanet olsun Putin ve Putin gibilerine, insanlığın katillerine, dün Irak ve  Suriye’yi yakıp yıkanlara, bugün Ukrayna’yı işgal edenlere.

Bizde de sürekli zenginleşen, ülkenin pastasını kaymağını yiyenler yok mu? Buraya bir mim koyuyorum. Birilerini sürekli zengin edersek yarın onlar da ülkemiz için tehlike  olmaz mı diye masum bir soru yöneltiyorum herkese. 15 Temmuz evvelinde bunu yaşadık. Üç beş şirketin, üç beş devasa marketin, üç beş mağaza zincirinin doymayacak şekilde zenginleştiği bir yerde bazı sorgulamaları Ukrayna’ya bakarak yapmamız gerekir. Bu zatların çifte vatandaşlıkları var mı diye sorgulamak, hangi güçlerle bağlantıları var diye takibe almak, hangi ülkelerle zifafa girdiklerini kontrol etmek lazım.

Bugün tarafız ve Ukrayna halkının yanındayız, duamız ve dileğimiz şudur: Bu savaşın bir an önce bitmesi, Ukrayna’nın işgal edilmemesi ve buna sebep olan dahili ve harici herkesin de cehennemi boylamasıdır.

Önceki İçerik7 DAKİKA
Sonraki İçerikCANAVAR
GÜRHAN GÜRSES Türk Dili Edebiyatı ve Felsefe bölümlerini bitirdi. "Yazan insan fark yaratır" diyerek kalemi eline aldı ve büyük bir aşkla yazmaya başladı. Şiir, hikâye, roman ve deneme türlerinde yazıları yayımlandı. Yerel ve ulusal gazete ve dergilerde, çeşitli edebiyat ve sanat sitelerinde denemeleri, hikayeleri, şiirleri ve fıkraları yayımlanmaktadır. Yeni Akit, Kamuajans, Başkentliler Haber, Yozgat Yeni Gün, Elazığ Yeni Ufuk Gazetesi, Karakoçan İlçe Haber gibi... Çeşitli edebi, kültürel ve sanat dergilerinde şiirleri, denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. DERGİLER: Divit Kalem, Bekir Abi, Ihlamur, Tefekkür, Yolcu, Sis, Ayı, Akaşa, Küllük, Telmih, Fatih E Dergi, Kalemlik, Yazık, Kirpi, Raf, Rıhtım, Mavi Yeşil, Öğretmenler Odası, Gözlük, Taşbina Fanzin, Hâlbuki, Yazı Yorum, Asilder, Sinada, Mukadderat, Müştak, Dümen, İdarecinin Sesi, Sahra,Teferrüc, Giz Edebiyat ve Sanat Dergisi, Hane-i Fanzin, Çerçi, Bizim Ece, Mütevazı, Kafkaevi, Jouska, İnfılak, Tebeşir İzi, Karakedi, Deruhte, Söylenti E Dergi, Üçüncü Yeni, Tetkik dergileri; SİTELER: Edebiyat Daima, Dergizan, Edebiyat Evi, Edebiyat Defteri, ANTOLOJİLER: Edebiyat Evi, Dergizan 1-2, Bizim Ece ve Dört Mevsim Antolojilerinde öyküleri, şiirleri yer aldı. 22. Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına Elazığ'ı temsilen katıldı. 2012'de Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde MEB'İN düzenlemiş olduğu Toplam Kalite Çalışmaları kapsamında ekip olarak katıldıkları "İletişimde Sözün Doğrusu - En Güzel Türkçeyi Sen Konuş" çalışmalarıyla dört bin çalışma arasında Türkiye birinciliği kazandılar. Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Stüdyosunda birçok şiir programına imza attı. Ülke genelinde 8 Mart'ta çıkan olan kadına şiddete dikkat çekmek için yazılan"10 Yazar 10 Öykü KAHIRİSTAN" adlı kitaba Sidoma adlı uzun hikâyesi ile katıldı. Malatya Büyükşehir Belediyesinin "Kırmızı Hayatın Rengi Olsun" projesi kapsamında 44 şair ve yazarın katıldığı "Dünya Barışı ve Çocuk Hakları Antolojisinden yer aldı. Malatya, 44 Yazar ve 44 Küçük Ressamla Zamana Not Düştü antolojisinde yer aldı. Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonunun (BAŞKON) düzenlediği BAŞKENTİN EN İYİLERİ ÖDÜLLENDİRİLİYOR etkinliğinde Anadolu'nun en iyi makale yazarı olarak ödüle layık görüldü. Kaptan’ın Defteri (roman), Sidoma (roman) ve Can Kırığı (şiir) olmak üzere üç kitabı bulunmaktadır. Halen Elazığ Necip Güngör Kısaparmak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde öğretmenlik yapmaktadır. Twiter: @gurhan_kaptan Face: https://www.facebook.com/gurhan.gurses.96 İnstagram: @gurhangurses1 Web: https://kaptaninsiirdefteri.com/ https://www.youtube.com/channel/UCwhWmJkvo968KUqH0sHbJFw Mail: gurhangurses1@hotmail.com Pinterest: @gurhangurses1

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.