AKAŞA DERGİSİ, 2020 ARALIK, 6. SAYI
Sokağın başındaydı adam. Üstü başı perperişan, hali vakti sersefil… Gelen geçenin bakışları onun üzerindeydi. Dikkatleri toplamıştı, gözler dikilmişti üzerine hepten. Yüzünde manasız bir gülümseme, gözlerinde saklı bir gurur vardı. Adam seviniyordu içten içe ve bu aleni yansıyordu yüzünde. Yüreği elindeydi… Yüreği elinde atıyordu işte. Tek sermayesi yüreğiydi adamın. Bu yüzden üstüne titriyor, ayrı bir ihtimam gösteriyordu.
Tek zenginliği, tek enginliği aşk adına sevgilisiydi. Elindeki en kıymetli hazinesini, tek zenginliği olana verecekti. Bu yüzden yüreği elinde bekliyordu sevgilisinin sokağının başında. Gelen geçen ürkerek ve şaşarak bakıyordu adama, sol tarafında bir büyük boşluk vardı kalp şeklinde, elindeyse etten ve kandan bir kalp! Bu ne ibretengiz ve dehşetengiz bir tabloydu. Esrarengizdi bir o kadar!
Ah zavallı insan! Aslanlar gibi köpürür ve kabadayılanır da gelir bir ceylan bakışlı, serçe yaradılışlıya kul köle olur. Ökseye takılmış serçe gibi kadının güzelliğine takılır. Adamın hali harfi harfine böyleydi. Başka tarife, tavsife ve tasvire gerek yoktu.
Bir insan kendisi için en değerli olanı gözünü kırpmadan başka birine verebiliyorsa bunun için tebrik etmek gerekirdi. Ve biri için her şeyinden vazgeçen gerçekten de âşıktı. Adam canından vazgeçmişti, ötesi yoktu onun için! Bir fakirin en kıymetli hazinesi ekmeğidir, bir çocuğun oyuncağıdır, bir aşığın da yüreğidir. Ve fakir ekmeğini bölüşür ihtiyacı olanla, çocuk oyuncağını paylaşır oyuncağı olmayanla ve âşık da yüreğini teslim eder sevdiğine.
Adam her türlü övgüyü hak ediyordu. Yüreği elindeydi, kime vereceğini biliyordu yüreğini. Onu bekliyordu; bir numarasını, tek taşını, gözyaşını… O, yüreğiydi mecazen. Tam ortasındaydı ikametgâhı sevgilinin. Direkt girerdi sevgili, anahtarı yoktu onun, zili de, izni de, dıştan kolu da yoktu kalp ikametgâhının.
Ey saki, aşk doldur sende kadehe, gözlerden yaş doldur. Yürek ona aitti, tapusu ondaydı; adam vazgeçmişti canından, önce canandı ondan! Ve ona en güzel hediye olarak yüreğini verecekti. Elindeydi yüreği, onu bekliyordu. Gelmiyordu kahrolası.
Ah sevda! Ah kalbe kara saplı bir bıçak gibi saplanan kara sevda! Ah başa yıldızlar üşüştüren aşk ve o yıldızları saymakla geceleri bitireceğini sanan biçare âşık! Adam sabrın en net resmiydi. Ah sevgili! Gurup vakti oldu ama gelmedin, yürek açıktaydı, çıplaktı, üşüyordu.
Ah sevgili! Gelmek bu kadar zor ve bu kadar uzak değildi. Ah biçare, sefil ve duçar olan adamcağız! Beklemek alın yazındır artık!
Yüreğin kanamaya başladı. Tampon olarak sevgilinin bir bakışı lazımdı sana. Bir sarılışı… Bir busesi… Lakin ortalık siyahtan libasını giymişti. Sesler kesilmişti, âlem uykuya dalmıştı. Bir kişi ayaktaydı, yüreği elinde bekliyordu. Kavli vardı kızın. Sabrı vardı adamın. Kız gelmiyordu, adam gitmiyordu. Karanlık oluyordu sonra aydınlık, sonra bir daha karanlık oluyordu. Kız gelmiyordu.
Alıcı kuşlar üşüşmüştü adamın yüreğinin başına. Parça parça ediyorlardı ucu keskin ve sivri gagalarıyla yüreğini adamın! Can çekişiyordu adam, inadına yaşama tutunmaya çalışıyordu. Lime limeydi oysa kalbi, delik deşik… Ayrılıktandı, hasrettendi, vuslattandı. Göz gözdü eti, tuz tuzdu yarası. “Ölen ettir, kemiktir” diyordu, gerisi ayrıntıydı. Uğruna ölebilecek birisi vardı, gayrısı hikâyeydi. Bu ölmeye değerdi onun için! Gelmedi kadın asla, adam yüreği elinde bekledi daima.
Derler ki hala o sevgilinin kapısının önünde elinde kalp taşıyan bir adamın taşlaşmış hali vardır. Yüzünde hafif bir tebessüm, dudağında acı bir büküm saklıdır. Görenlerin yalancısıyım.
Gürhan Gürses
Bir yanımız Narin çocuk… Bir yanımız Sıla bebek… Bir yanımız Diyarbakır… Bir yanımız Tekirdağ… Kuzeyi…
Bir çocuk vardı alışveriş merkezinin önünde. Elinde selpak, ayağında terlik, burnunda sümük, dudağında uçuk…Gözünde kapkara…
TELMİH DERGİSİ, SAYI 31, FİLİSTİN ÖZEL SAYISI Elimde hoparlör ile bir kamyonetin kasasında mahalle mahalle,…
TELMİH DERGİSİ, 32. SAYI, TELMİH SOHBETLERİ 1.Bize Gürhan GÜRSES'ten bahseder misiniz? İyilikten, güzellikten ve sevdadan…
Filistin ölü çocuklar ülkesi... Netanyahu da bu işin taşeronu. Ve onu alkışlarla karşılayan eller kurusun.…
This website uses cookies.