“Benim çocuğum yapmaz!” demeyin. “Bunu yapanlar Karakoçanlı değil!” asla demeyin. “Bunu yapan dışarıdan birileri.” hiç demeyin. Topu taca atıp uzaktakiler kötü biz iyiyiz moduna girmeyin. Farkına varın ki tedbirini alabilesiniz. Yoksa benzer şeyler daha da artacak.
Öğretmenlerin etkisizleştirildiği, okulun sadece sınavdan ibaret olduğu ve velilerin çocukları üzerinde yarıştırıldığı, ahlakın adabın demode kabul edildiği, saygının ötelendiği, büyüğe hürmetin küçümsendiği, küçüğe sevginin esirgendiği, fikrin olması gereken kafalara küfrün dolduğu, dilde ukalalığın akılda fukaralığın revaçta olduğu, madde kullanımının arttığı, garibanın hor görüldüğü ve özel insanlara takılıp onlarla dalga geçmenin espri kabul edildiği bir dönemde deve kuşu gibi başımızı toprağa gömmenin ve hakikate kör olmanın anlamı yok.
“Kral çıplak!” Korkmayın bağırın. Kulakları sağır edercesine… Aşılmaz duvarları sarsıncaya kadar… Bunu yapanlar eloğlu değil, özbeöz Karakoçanlı…
İhmali olan bir kişi değil, herkes… Temelde ve sistemde önemli sıkıntılar görüyorum. Bu iki unsurun ıslah ve dizayn edilmesi kısa sürede olmasa da uzun vadede gençler üzerinde etkisini gösterecektir. Mesleki ve teknik eğitimin öneminin hissettirilmesi, gençlere değerli ve önemli olduklarının gösterilmesi, sosyal, kültürel ve sportif yönlendirmelerin küçük yaşlarda yapılması… Ebeveyn eğitimlerinin de bu kapsamda ihmal edilmemesi…Ahlak eğitiminin test ve sınav eğitiminden daha önemli olduğununun kavratılması… Merhametin insanın en şık elbisesi olduğu…
Bugün dibe vurduk kabul edelim. Suçlu çok: ben, sen, o; en çok da biz… Anne baba, arkadaş, sosyal medya… Uzar gider bu liste. Genelde ülke gençliği özelde de ilçe…
Yakın zamanda Karşıyaka mahalle muhtarımız mahallesinde açık şekilde alkol tüketen gençleri uyardığı için bıçaklandı. Karakoçansporumuzun şampiyonluk maçında -saha içi ve dışı haksızlığı bir kenara iterek- tribünde kadınlarımızın da olmasına rağmen yine belli yaş aralığındaki gençlerin ettiği küfürleri, kırdığı koltukları, kendilerini uyaranlara hücum etmelerini… Son olarak da gariban Mahmut’a yapılanları göz önünde bulundurursak çok da iyi bir halde olmadığımızı görmek lazım.
Şimdi bazıları yine sümen altında kalsın ne diye yazıp anlatıyorsunuz diye hükmedecek. İyi de bunlar olan vakalar… Yalan değil, iftira hiç değil. Saklayalım ta ki sizi bulana kadar.
Bir akşam karanlığında eve giderken size bulaşırlarsa madde kullananlar… Eşinize çocuğunuza zarar verirse… Malınıza mülkünüze dadanırsa… Darp ve gasp artarsa… Kedinizi köpeğinizi asıp keserse… Ağacınızı kesip çiçeğinizi koparırsa geç kalmış olursunuz.
Çocuklarınızı mutlaka yetenekleri doğrultusunda bir sanat dalına yahut spor branşına yönlendirin. Kitap okumalarını sağlayın, şiir dinletin. Toprakla uğraşmalarına ve bir hayvan beslemelerine önayak olun. Özür dilemenin nezaket olduğunu, teşekkür etmenin insanın değerini düşürmediğini, selam vermenin erdem olduğunu, merhamet etmenin insana zarar vermediğini, fikir sahibi olmanın insanı geliştirdiğini, insana değer vermenin en genelgeçer hak olduğunu öğretmemiz gerekir.
Gariban Mahmut, Karakoçan’ın ta kendisidir. Kusura bakmayın bu ilçenin herhangi bir ferdine yapılan kötülük de hepimize yapılmıştır. Bunu yapanları şiddetle kınıyorum.