Filistin ölü çocuklar ülkesi…
Netanyahu da bu işin taşeronu.
Ve onu alkışlarla karşılayan eller kurusun.
Onun huzurunda hazır ola geçen ayaklar kırılsın.
Bir bakıyorsun Gazze ‘de patlıyor bomba.
Bir bakıyorsun Lübnan’da…
Bir bakıyorsun Suriye ‘de…
Ölenlerin çoğu çocuk, yaralıların…
Kimi anasız kalıyor, kimi babasız, kimi de anne babasız….
Kimisi de hep çocukluğuna takılıp kalıyor travma içinde.
Kimi ölüyor, kimi kolunu kaybediyor, kimi bacağını…
Kimi kayboluyor, kimi kaçırılıyor ve olanların hepsi de çocuklara oluyor.
Parkları yerle bir ediliyor, sahaları işgal ediliyor, yaşam hakları ellerinden alınıyor.
Çocukların ırkı yoktur biliyor musunuz? Onlar çocuktur; saftır, masumdur ve de günahsızdır. Oysa bir bomba sonrası bakıyorsun cansız minicik bedenler kucaklarda taşınıyor. Toza toprağa bulanmış minnacık bedenler…
Hiç mi utanıyorsunuz vaktin Ebu Leheb’ini alkışlamaktan?
Hiç mi ar etmiyorsunuz vaktin en tehlikeli yarattığının önünde ayağa kalkmaktan?
İnsanlık harabe olmuş Gazze’de!
Tüyleri diken diken oluyor insanın gördüğü her karede, sivillerin katledildiği bombalı saldırıda en çok da çocuklar zarar görüyor yine.
Çocuklar öldürülüyorsa insanlık da öldürülüyordur; şefkat de, vicdan da, merhamet de…
Dünya kendi sonunu hazırlıyor.
– Ne yaptın sen çocuk? diye soruyorum.
– Oyuncak silahım bile yok. diye cevaplıyor Filistinli çocuk.
Gerçek mermisi olan sözde askerler oyuncak tabancası dahi olmayan çocukları vuruyor.
Hem de büyükleri vurdukları silahlarla onların minnacık bedenlerini vuruyor. .Küçüklere de büyükleri vurdukları mermilerle ateş ediyorlar. Askerlere attıkları bombaları çocuklara da atıyorlar.
Utanmazlar, yüzsüzler…
İnsan kılığındaki zebaniler! Kalp yerine taş taşıyan canavarlar! İnsan olan nasıl kıyar bir çocuğa? İnsan olan diyorum da muhatabım yok.
Ey İsrail!
Çocukları toprağa gömüyorsunuz ama bilmediğiniz bir şey var: Her çocuk bir tohum, yarına bir umuttur.
Cehenneminize odun taşıyorsunuz.
Kendi ahiretinizi mahvediyorsunuz.
Ey İsrail!
İşit beni!
Geber.
Suriye ölü çocuklar ülkesi oluyor.
Hakeza Filistin, Afganistan…
Gazze’deki sivil katliamlarını görmezlikten gelemeyiz.
Eğer insansak, eğer kalp taşıyorsak tepkimizi ortaya koymak zorundayız.
Susa susa ne hale geldi Doğu?
Öle öle bir haller oldu bize ve öldük hepimiz.
Ölüler konuşmaz tek!
Diriler neden susar peki?
Dostların suskunluğu daha acı değil mi?
İnsanlığın susması daha feci değil mi?
Şimdi kim kalkıp da ağlar Gazze’de katledilen çocuklar için?
Bakın çocuklar için diyorum.
Kim restini çeker ve tavrını koyar?
Kim zılgıt çeker, kim ağıt yakar, kim karalar bağlar, kim taziyeye durur?
Bu rezil istilada, bu kahpe senaryoda, bu lanet savaşta kim çocuklardan yana olmaz?
Rabbim dünyadaki bütün çocukları korusun ve onlara uzanan her türlü kirli ve pis eli kırsın.
Çocuklar, büyüklerin çıkarmış olduğu savaşın kurbanı olmasın.
Çocuklar, oynasın istediği gibi.
Sokaklar çocuk sesleriyle dolsun cıvıl cıvıl.
Onlara korku dolu bir dünya değil, coşku dolu bir dünya sunmalı insanlık!
Ey insanlık!
Eğer varsan ki olduğuna şahsen inanmıyorum, Gazze’de öldürülen çocukların utancını milyonlarca kez yaşa!
Ve insanlık fitil fitil çıksın İsrail’in burnundan.
Kalbi sökülsün İsrail’in..
Tırnağı çekilsin.
Ey İnsanlık, eğer varsan bugünün günlerden Gazze olduğunu asla ve asla unutma!
Bugünün ve yarının çocuklara ait olduğunu anla!
Nasıl bir asra denk geldik?
Nasıl rezil bir dünyada yaşıyoruz?
Tüküreyim yatağında huzurlu uyuyanın suratına.
Tüküreyim insanım diye gezip çocukların katline seyirci kalanın kalıbına.
Elimden ne gelir deme!
Dua et mazluma.
Kahret zalime.
Hiçbir şey yapamıyorum deme!
İçten bir küfret zalime alkış tutana.
Çocuğa kurşun sıkanı lanetle!
Elimden bir şey gelmiyor deme!
Dilinden gelsin tavır.
Dişinden…
Tırnağından…
Kimden yana olduğunu bil!
İyilerin ve kötülerin savaşında tarafsız olamazsın.
Ya iyilerden olup dünyamızı cennete çevireceğiz.
Ya kötülerden olup dünyamızı cehenneme çevireceğiz.
Ortası yok.
Üçüncü Dünya Savaşı başlamıştır.
İyilerin ve kötülerin savaşıdır bu.
Hangisini beslerseniz o kazanacaktır.