Bir insanın nasıl uğurlandığına bakıp onun nasıl da toplumca benimsendiğini, kabullenildiğini ve hepsinden daha mühimi nasıl da kocaman sevildiğini anlayabilirsiniz. Her kula nasip olmaz böylesi sevilmek? Herkese yanmaz bu denli, ilçe halkı. İyiler gidiyor ilçem, haberiniz olsun. Tek tek azalıyoruz. Bir bir eksiliyoruz. Vakit varken sevin işte. Yaşarken kıymetini bilin. İhya edin.Dua…
İyi bir Karakoçanlıydı. Harbiydi. Bir gün dönüp de ardınıza baktığınızda sizden olup da sizi sizden daha iyi savunan başka biri kalmayacak işte. Tahsin abi de o nadir insanlardan birisiydi. Mekânı cennet olsun.
Ölüm en adaletli şeydir bu yalan dünyada. Şan şöhret, makam mevki, para pul hepsi kıymetsiz olur. Herkesin makam arabası cenaze arabası olur o gün. Herkes el üstünde taşınır. Bu biz de olsak böyledir. Millet hakiki sevdalıyı iyi tanır ve bilir. Tahsin abi hakikaten Karakoçan sevdalısıydı. Bu sevdanın lamı cimi yok. Onun değeri “bî misl ü bahâdır” Baki kelâmınca. Dönüp dönüp baktım sosyal medyaya bugün. Herkes taziyesini bildiriyor ve üzüntüsünü dile getiriyor. Ne güzel bir şeydir bu şekilde kalben uğurlanmak. Hüznümüz var ama insan helal olsun da diyor. Bunu sağlamak parayla makamla olmaz. Kalple olur. Kalbe dokunmakla…Tahsin abi bu sevdayı, Karakoçan sevdasını, bir dava gibi yüreğinde hissedenlerdendi. Harbi Karakoçanlıydı. Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanlığını sürdürdü yıllarca. Hizmetlerini herkes biliyor. Emeği çoktu. Mücadelesi fazlaydı. Daha iyi bir Karakoçan için elinden gelenin fazlasını yapıyor, işin içine güzel yüreğini koyuyordu. Birleştiriciydi. Çözüm odaklıydı. Tahsin abi gidişiyle de güzeldi.
“Öyle bir ömür sür ki mevtin
Olsun sana hande, halka mâtem.” demiş ya şair güzel de söylemiş. Tahsin abi, rabbe gittiğin için verilen derde sabrettin de gittin. Şifanın da derdin de rabden geldiğini, bildin de gittin. Ama bu gidiş geride bıraktıklarına matem oldu. Bunu bizatihi görüyoruz ve yaşıyoruz.
Tahsin abi, güzel çocuklar bıraktın ardında: Mustafa, Güven ve Merve. Seni mahcup etmeyecek ve adını bir bayrak gibi dalgalandıracak, yaşatacak bu çocuklar… Bizler de karınca kararınca sizlerin emaneti diye yanlarında duracağız ömrümüz yettiği kadar çocuklarının.
Kimse sağ kalmayacak ey Karakoçan. Kalp kırmadan gidelim bu dünyada. Hak yemeden. Dostça, hemşerice…Güzel gidelim, iyi…Günahsız gidelim, masumca…Kul hakkı yemeden, üç günlük dünya saltanatı için insanları mağdur etmeden, yalana bulaşmadan, kibre kapılmadan, ezilmeden büzülmeden… Ölümün de doğum kadar meşru olduğunu bilerek… Ruz ı mahşerde hesaba çekileceğimizi bilerek…
Karakoçan değerli bir evladını daha kaybetti. Hüznümüz çok bunu biliyorum.
Kalanlara sabır, merhuma rahmet diliyorum
KAPTAN